![]() |
Amerikali Uzmanin Gozlemleri
Benim adim John Smith, ama bana Can Simidi diyorlar
buralarda… Bir ish teklifiyle, kentim Seattle' i biraktim ve Turkiye'
ye geldim. Seattle, Amerika' nin kuzeyinde, ish ve kent yapisi
olarak kuchuk bir NewYork'tur. Iyi bildihim dort besh dilden biri
Turkche sayilir, iyi konushurum, ama pek yazamiyorum, imla
hatalari ichin beni forgive me- yani affedersiniz. Turklerle
anlasmakta chok zorluk chekmiyorum, ama Turkleri ANLAMAKTA
zorluk chekiyorum. Yanlish anlamayin, opusherek selamlashmalari
ya da yerel adetler dehil, anlamadihlarim, baska seyler... Teknoloji
bolumune yonetici olarak geldihim shirkette ilginch sheyler
goruyorum. Ornek olarak, time management- zaman yonetimi
semineri duzenliyoruz shirkette.Ilginc bir sekilde herkes
zamansizliktan sikayet ederek gitmiyor seminere. Tipki
hukumetiniz gibi enflasyonu dushurecegiz diyerek durmadan
fiyatlari increase yapiyorlar, nasil diyorlar artiriyorlar. Enflasyonu
indirmek ichin fiyatlari artirmak pek rastlanmadik bir olay dunyada.
Shirketteki tek ilginch shey bu dehil tabii ki.Ilk geldihim gun iyice
sasirmistim. Benimle global bir head hunter -sizin burada beyin
avcisi diyorlar- Seattle'da gorushtu.Isi, maashi anlatti ve boylece
geldim. Utanmadan soyleyecegim, ben dunyaca bilinen birkach
projeye imza atmis, taninmis bir uzman ve proje yoneticisiyim.
Uchaktan inince, shirketin gorevlileri beni direkt olarak shirkete
goturduler. Beni yonetim kuruluyla tanishtirdilar. Toplanti surerken
Mr.President birden soz aldi, Baskan benim isimi nasil yapmam
gerektihi konusunda uzun bir konushma yapti, acikcasi shok
olmustum. Sirketin bashkani madem bu kadar bilgili ve uzmandi
nicin beni taa Amerikalardan getirtmishlerdi? Ayrica presidentin
bashka isi yok muydu? Turkish stil ish anlayishi boyle herhalde.
Kadinlara benziyor, mantihini anlamak ichin mantikli dushunmek
anlamsiz. Bir de takim chalismasi chok garip. Hani Ingilizler diyor
ya "Deve, bir takim tarafindan tasarlanmish bir attir". Sanirim bu
takimlardan cok var, Turkiye'de... Turkish stil "dream teamler".
Herkes o kadar kendine odakli ki, ishleri kendi istedihi tarafa
chekiyor, ortak inandiklari bir sheyleri, hedefleri yok. Gelecekle de
pek ilgilenmiyorlar, istedikleri tek shey bugunu olduhu gibi
surdurmek. Haberlerde, ish dunyasinda ve siyasetcilerde hep ayni
soz "ISTIKRAR". Istikrar, in English stabilite demektir ve herkesi
korkutur. Bunu anliyorum ishte, Turkler tarih boyunca korkusuz
olmuslar, korkusuzca istikrar istiyorlar, bu onlar ichin bir challenge
yani... nasil diyorlar meydan okuma...ama yine ilginch bir sekilde
degisim istemiyorlar.Degisim onlar ichin bir challenge degil.
Akdeniz -Mediterane Havasi Dil kursuna giderken butun dunyanin
"Orta (med) Deniz-Mediterane" dedigi yere Turkler nichin "Ak
Deniz" diyordu onu daanlamamishtim. Belki de kuzeylerindeki
denize Kara-deniz dediklerinden... Onlar icin bir sey kara ise digeri
de karadir, ara renkler ve ince ayrimlar pek olmuyor Turklerde...
Belki de mediterane havasindan diyorlar Akdeniz! Akdeniz-
Mediterane' de kiyisi olan butun ulkelere bir rehavet hakimdir.
Italya, Yunanistan, Fransa, Tunus, Cezayir ya da Turkiye'nin kiyi
insanlari nedense davranish olarak birbirine benziyor. Genelde az
chaliship cok tukethiyorlar ya da uyuyorlar. Turkler slang-argo da
nasil diyorlar ishleri pek "sallamiyorlar". Method, teknik ya da
disiplin onlara yabanci kavramlar. Biz Amerikalilarsa bunlar
olmadan ish yapamayiz. Bir isi basharmak icin method ve bilgi
gerekir. Bu ikisi de yetmez, hard-working olmak yani chok
chalismak gerekir. Turklerde bunu pek goremiyorum, ama yine de
bir sheyler uretiyorlar. Son donem yonetim literaturu deneme ve
hatalardan oprenmeye chok yer veriyor. Belki de Turkler surekli
bunu kullanarak survive ediyorlar, nasil derler ayakta kaliyorlar,
ama pek ogrenmish gorunmuyorlar. Herkes konushuyor Turkler bir
isi kotu yapmaya karar verirlerse onun ustune chok konushuyorlar.
Ornehin, futbol kotu olsun istiyorlarsa, onun ustune chok
konushuyorlar, herkes konushuyor, ogrendim ki ulke Presidenti
Demirel slogan koymush "Konushan Turkiye" diye. Shirkette de
basimiza geldi, ornek benim konumda. Herkes konushuyor, ben
susuyorum. Herkes konushurken uzman da konushursa, herkes
kendini uzman sanar chunku. Deprem sonrasinda burdaydim.
Herkes konushtu, ama hichbir seyh yapmadi. Iste boyle, Turkler
ilginch iste, chok konustuklari sheyi kesinlikle iyi yapmiyorlar.
Dunyada ise kamuoyunun gundemine gelen konular halledilir,
sanirim Turkler bir sheyi halletmek istemedikleri zaman hemen
bashliyorlar konusmaya. Chok konushulan konulardan biri de
dehisim. Herkes birileri dehishsin diyor ama kendisini dehistirmek
isteyen henuz gormedim. Oyle ilginc ki humor-fikra gibi. Mesela
bizim shirkette musteri odaklilik programlari gelishtiriyorlar, ama
butun chalishmalarin odak noktasi yine bizim shirket. Ornek,
broshurumuze bakiyorum, ilk sayfada patronun ve diher ust
yoneticilerin resimleri. Eger musteri odak noktasi olsaydi, brosurun
bas sayfalarina mushteri resimleri koyarlardi. Shirkette
mushterilerin beklemesine ayrilan yer alti metrekare, patronun
odasi yuz elli metre kare. Isthe size, Turkish stil mushteri odaklilik.